KILICIN YAPAMADIĞINI ADALET YAPAR
5 Nisan’ın "Avukatlar Günü" olarak anılması, Baro başkanlarının 1958 yılının 5 Nisan’ında İzmir’de Ticaret Odası Toplantı Salonunda toplanan, Barolar Birliğinin Kuruluş çalışmaları sonuç bildirisinde tavsiye niteliğinde alınan bir karardır. Osmanlı döneminde kurulan ilk Baro olan İstanbul Barosunun ilk genel kurulu 5 Nisan 1878 de yapılmış.
05 Nisan 2016 16:42:00
Ancak 5. Nisan’ın Avukatlar Günü olarak resmen kabulü çok daha sonralarda 1987 yılında Tekirdağ’da toplanan Türkiye Barolar Birliği toplantısında olmuş. İki önemli toplantıların 5 Nisan’da olması bu günün Avukatlar Günü olarak kabulünde etkisi olmalı.
Bugün ülkemizde avukatların sayısı seksen bini geçmiş durumda. Önemli bir rakam. Bu sayının yarıdan fazlası İstanbul, Ankara ve İzmir’de faaliyet gösteriyor. Ülkemizin nüfus, ekonomi, ticari çeşitlilik, ulusal ve uluslararası ticaret ve insan ilişkilerinin artışı dikkate alındığında bu rakam çok fazla sayılmaz.
Ülkemizde kişiler arasında ya da kurumlarda bir anlaşmazlık çıkmasından sonra avukata, hukukçuya, mahkemeye müracaat etme gündeme geliyor. Nasrettin Hoca’nın deyimiyle testi kırıldıktan sonra çare aranması hali, esas olan anlaşmalar, sözleşmeler yapılmadan veya önemli bir tasarrufta bulunmadan ya da bir problem çıkmadan evvel hukukçu/avukattan hukuki destek alınması olmalı. Son yıllarda, yavaş da olsa bu anlayış değişiyor. Kişileri bir kenara bırakalım birkaç yıl evveline kadar çoğu şirketlerde dahi hukukçu istihdamına gerek duyulmuyordu.
Teknolojik gelişmeler, üretimin artması, mal ve hizmetlerin el değiştirmesinin akıl almaz çeşitlenmesi, ödemeler sistemi, finans sektörü, gayrimenkul piyasası gibi daha sayılabilecek pek çok etken. Bu gelişmelere bağlı olarak ihtiyaç duyulan yasaların geç çıkarılması; bunların uygulanması ya da uygulanamaması nedeni ile meydana gelen çekişmeler. Her biri ayrı bir hukuki problem olarak hayatımıza giriyor.
Bu kadar çok çeşitli konular ve her birisi ayrı uzmanlık, incelik, derinlemesine çalışma gerektiriyor. Avukatların, hukuken olmasa da fiilen belirli alanlarda uzmanlaşmaya gitmelerini zaruri kılıyor. En azından iki ana dal olarak Ceza Hukuku ve Medeni Hukuk olarak uzmanlaşmaya yönlenmekte fayda var.
Son yıllarda yeni pek çok vakıf ve Devlet Üniversitesi kurulması ile birlikte Hukuk Fakültelerinin sayısında da epey bir artış oldu.. Önceki yıl ÖSYM tarafından alınan çok yerinde bir tasarrufla birkaç ana bölümle birlikte Hukuk Fakültelerine girişte taban puan getirilmesi kararlaştırıldı. Çok önemli ve yerinde bir karar. Diğer tüm fakültelerde de benzer uygulamalar gerekli. Kalitenin belirli bir seviyenin altına inmesine müsade edilmemesi lazım.
Hukukçuların yasama faaliyetlerini, kanunlarda ve tüm normlarda yapılan değişiklikleri, yenilikleri sürekli takip etmesi gerekiyor. İyi bir hukukçu, avukat olmak isteyen kişilerin, yeni çıkan kanunları, içtihatları ve doktrini takip etmeleri oldukça önemli. Öğrencilik formasyonu sürekli canlı hâlde olmalı hukukçu meslektaşlarımızın.
Son yıllarda avukatlık mesleğinin önemli problemleri de birikmiş durumda. Serbest çalışmanın bütün zorluklarını göğüslemekte meslektaşlarımız. Ancak benzeri mesleklerin sahip olduğu sosyal ve ekonomik haklardan maalesef yoksun durumdalar.
Emeklilik, ücret ve pasaport gibi kimi sosyal konularda emsallerinden oldukça geri konumda avukatlık mesleği. Bu eşitsizliğin acilen dengeli bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Bakanlığın ve baroların birlikte ve uyumlu çalışması ile pek çok mesele pratik bir şekilde çözüme kavuşturulabilir.
Avukatların mesleklerini icra ederken, özellikle duruşma bekleme esnasında çok fazla zaman kayıpları söz konusu. Mahkemelerin aşırı iş yoğunluğu nedeni ile vaktinde alınamayan duruşmalar nedeni ile saatlerce beklenmekte. Kangren hâlini almış bu meseleden pek çok meslektaş muzdarip. Zaman telafisi mümkün olmayan çok önemli değer.
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) çok önemli muhteşem yenilikler, çok büyük kolaylıklar sağladı. Ancak adliyelerdeki kalem personellerinin yeterince eğitimden geçirilmemesi aksaklıklara yol açıyor. Kalemler için alınan personelin çalışmaya başlamadan önce gerekli ve yeterli pratiklerden, eğitimlerden geçmesi gerekiyor. Süreç içerisinde değişiklikler, teknik gelişmeler karşısında da uyarlama, hizmet içi oryantasyon eğitimlerinin kesintisiz yapılması bu problemlerin azalmasına etkisi olacaktır.
Yeni Mahkemeler kurularak iş yoğunluklarını azaltmak planlandı, ancak hâlen vaktin de alınamayan duruşmalar nedeni ile saatlerce bekleniyor. Yeni çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu tensip ve tahkikat aşamasında gerekli yazışmaların yapılması ile bu eksiklikler önemli oranda giderilmeye çalışıldı.
Hâlihazırda hâlâ oldukça fazla zaman kaybı oluyor maalesef. Tahkikat aşamasında deliller toplanırken yapılan duruşmalar mahkemelere ve avukatlara gereksiz ek yük getiriyor, zaman kaybına neden oluyor. Hukuk mahkemelerinde tahkikat aşaması yönünden; yasada yapılacak düzenlemeler ile bu konuyu önemli oranda çözmek mümkün. Bu eksikliklerin giderilmesi sadece Hukuk Mahkemeleri Kanununda yapılacak düzenlemeler yeterli olmuyor.
Dava açıldığında; mahkemelerce ihtiyaç duyulan bilgi, belge ve evrakların devletin ilgili diğer tüm kurumlarının da hızlı, etkin ve doğru olarak mahkemelere iletmesi ve yaptıkları işin ehemmiyetinin farkında olarak çalışmaları zaruri.
Avukatlık mesleği; yargının, hukukun olmazsa olmazı ve önemli saç ayaklarından birisi. Etkin, pozitif ve aksiyoner avukatlık anlayışının adaletin tecellisinde önemli etkileri olacaktır.
Tüm meslektaşlarımızın ve hukuk camiasının Avukatlık Günlerini tebrik ediyoruz...
Haber : Türkiye.com
ETİKETLER : Yazdır
» Henüz BUGÜN Haber Görünmüyor